Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Göğüs boşluğunda, iki akciğerin arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da vücuda dağıtan organ, kalp.
Tarih: 2016-08-01 13:39:19 Kategori: Sözlük
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Yürek Nedir
Göğüs boşluğunda, iki akciğerin arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve oradan gelen temiz kanı da vücuda dağıtan organ, kalp
yürek
MecaziHerhangi bir şeyden çekinmeme, korkmama, yüreklilik, korkusuzluk, cesaret
yürek
MecaziAcıma duygusu
Cümle 1: Benim yüreğim götürmez. Onun yüreği kaldırır.
Cümle 2: Ona merhume demek bile yürek parçalayıcı bir şeydir. - R. N. GüntekinBazı deyimlerde "hiçbir gizli, art düşüncenin karışmamış olduğu duygu" anlamını verir
Cümle 1: Yürekten kopmak. Yürekten gelmek. Candan yürekten.
Cümle 2: Savaş için en doğru kararları Meclisin verebileceğine yürekten inananlar vardı. - T. BuğraBir kimsenin ruhsal yönü, gönül
Cümle 1: Fazıla Hanımın elleri terliyor, yüreği sarsılıyordu. - Sait Faik Abasıyanıkyürek
HalkdiliMide, karın, iç
Cümle 1: Yüreği bulanmak.
Cümle 2: Ayşe Hanım, kahveciden limon şekeri almış, yürek ferahlatır diye uzatıyor. - S. M. Alusİskambil kâğıtlarının dört grubundan benekleri kırmızı, yürek biçiminde olanı, kupa
yürek Selânik
Şakaçok korkmuş ve heyecanlı
Cümle 1: İkisinde de yürek Selânik. - H. R. Gürpınarçok acımak, içi sızlamak
Cümle 1: Aklımıza eski günler gelince / Yüreğimiz cız eder. - B. Necatigilkalp çarpmak veya çalışmak
coşku sebebiyle kalp hızlı hızlı çarpmak veya çalışmak
merak, kaygı, korku, heyecan gibi duygularla tedirgin olmak, huzursuz olmak
Cümle 1: Bunu düşündükçe gülümser, tatlı tatlı yüreği çarpar, ruhunda kopan bir hamleyle örsünün üzerinde milyarlarca kıvılcım tutuştururdu. - Ö. Seyfettinsıkılmak, bunalmak, içi daralmak
Cümle 1: Yusuf bütün olayları korkuyla, yüreği daralarak izliyordu. - Y. Kemalacısına katlanamamak, çok acı duymak
üzülmek, acı duymak
Cümle 1: Yüreğim merhametten eziliyor, dizlerim vücudumun yükü altında çökecek gibi oluyordu. - R. N. Güntekinaçlık duymak
kaygıdan kurtulmak
dayanmamak, katlanamamak
dert, acı ve sıkıntıdan içi kabarmak, aşırı dertlenmek
Cümle 1: Göz göz oldu yüreğim, gözlerinin derdinden. - Halk türküsübirdenbire korkup heyecanlanmak
Cümle 1: ...adını işitir işitmez Ahmet Kerim'in yüreği hopladı. - Y. K. Karaosmanoğlu
Cümle 2: Ansızın geldin, dedi, yüreğim oynadı. - M. Ş. Esendaliçi sıkıntı ile dolup derin soluk alma gereğini duymak
midesi bulanmak
Cümle 1: Ne dersiniz kız bayağı hasta oldu, deniz tutmuş gibi yüreği kabarmaya başladı. - R. N. Güntekiniçine sızı vermek
Cümle 1: Yörede, şimdi yürek burkan bir suskunluk vardı. - T. Buğradayanamamak, katlanamamak
heyecanlanmak
Cümle 1: Kapıda her araba durdukça yüreğim kalkıyordu. - R. H. Karayderinden acı duymak, çok üzülmek
Cümle 1: Yüreği kan ağlıyordu, onların şu perişan, sürüm sürüm hâllerini gördükçe... - Y. Kemalaşırı üzüntüden sarsılmak
Cümle 1: Zaten kostüm meselesinden dolayı üzülen ve hırçınlaşan yüreği sanki bir diken yığınına sürtünür gibi kanıyordu. - Y. K. Karaosmanoğluiçine karamsarlık ve sıkıntı çökmek
ağlamaktan veya soğuktan nefesi tutulmak
içinde birtakım şüphe ve endişe uyanmak
Cümle 1: Namazı nasıl kıldığını bilmedi, yüreğinde bir şeyler kaynıyordu. - Y. K. Karaosmanoğluansızın heyecanlanmak veya korkmak
çok acımak
Cümle 1: Bir dilenci çocuğuna dayak attığını görmüş, yüreği parçalanmıştı. - R. N. Güntekinpek çok acımak
yüreklendirmek, cesaretlendirmek
coşmak, heyecanlanmak
Cümle 1: Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parlar, gönlü ateş alır adam olmalı. - M. Ş. Esendalüzüntü ve kaygısı azalmak, kalmamak
üzüntüsü bir dereceye kadar azalmak
içi sıkılmak
kalp atışları düzensiz olmak, sıkıntı duymak
bir meseleden dolayı aşırı üzülmek
çok acımak, çok üzülmek
Cümle 1: Ahmet Kerim sevgilisi tarafından aldatılmış bir adam gibi yüreğinin sızladığını duydu. - Y. K. Karaosmanoğludüşmanın bir felâkete uğramasına sevinmek
can sıkıcı şeyler dinlemekten bunalmak
duygulanmak, endişe, korku duymak
Cümle 1: Yüreğim titreyerek eşsiz trajediyi seyrediyorum. - F. R. Atay
Cümle 2: İçinden yüreği titreyerek tepeden indi, ağır adımlarla saraya girdi. - Y. Kemal- yüreği tükenmek (veya yürek tüketmek)
bir şeyi anlatmak için çok yorulmak
aşırı derecede arzu etmek, istemek
Cümle 1: Bu kadar yürekten çağırma beni / bir gece ansızın gelebilirim. - Şarkıçok korkmak
istenilen bir şeyin olmasından ferahlık duymak
Cümle 1: Oh... oh yüreğim bir karış yağ bağladı. - H. R. Gürpınarpek çok acımak
Cümle 1: Nahit onu yorgun, kederli ve umutsuz, sitem yüklü görmüştü. Yüreği yanmıştı. - T. Buğrafelâkete uğramak
çok korkmak
birdenbire heyecanlanmak veya korkmak
Cümle 1: Odanın içinde birdenbire kızılca kıyamet kopmasın mı, zavallı halamın yüreği yerinden oynamış. - A. Ş. Hisarpişmanlık ve acı duymak
düşünmek
bir şeyi isteyerek, severek yapmak
Cümle 1: Piyanistin takdiri yüreğinden geliyordu. - H. E. Adıvarderinden ıstırap duymak
Cümle 1: Ankara ufuklarına bakarken eskisi gibi insanın yüreğine gariplik çökmüyordu. - Y. K. Karaosmanoğlubaşkasının her hangi bir davranışı, sonradan kendisi için sürekli bir üzüntü kaynağı olmak
Cümle 1: Zavallı adam, son nefesinde bir ekmek kadayıfı istediydi; alıp yediremedim. O, yüreğime dert oluyor. - R. N. Güntekinbirdenbire çok korkmak, aşırı korku veya sevinçten ziyadesiyle heyecanlanmak, endişelenmek
Cümle 1: Böyle bir hâdiseye şahit olmaktan utanmış, şaşırmış, âdeta yüreği ağzına gelmişti. - Y. K. Karaosmanoğlu
Cümle 2: Çıngırağın her çekilişinde ikisinin de heyecandan yürekleri ağızlarına geliyor. - M. Yesariüzülmek
Cümle 1: Hem öyle manzaralar benim yüreğime dokunuyor. - R. N. Güntekinansızın ölmek
Cümle 1: O eğer ölmemiş olsaydı, belki bu tekziple yüreğine iner, bu vak'a karşısında ölürdü. - A. Ş. Hisarçok üzülmek
Cümle 1: Sakın kilere bakma, yüreğine iner, ne sağyağ kaldı ne zeytinyağı, ne pirinç ne şeker. - R. N. Güntekin
Cümle 2: Eğer bizden gizli Paris'e kaçsaydın babamın yüreğine inerdi. - P. Safa- yüreğine işlemek (veya yüreğe işlemek)
çok derin acı uyandırmak
Cümle 1: Fakat sesi kulaklara değil, doğru yüreğe çarpar, yüreğe işlerdi. - R. H. Karay kıskançlık duyarak üzülmek
şüphelenmek, içine kurt düşmek
Cümle 1: Reyhan'ın yüreğine küçük bir kurt düşmüştü. - M. Yesarifelâkete uğramak, çok üzülmek
Cümle 1: Adam odur ki, komşusunun ineği dişi doğurdu der, yüreğine od düşer. - M. Ş. Esendalçok üzülmek
Cümle 1: İşte, yine başındaki bu dert de gelip yüreğine oturmuştu. - Sait Faik Abasıyanıkiçine sinmek
yüreğine saplanmak
Mecaziaşırı derecede acı duymak, içine oturmak
(bir kimse) kaygı sebebinin ortadan kalkmasıyla veya yeniden umut verecek bir haberle ferahlamak
Cümle 1: Bizim nesil sözü, Selma Hanımın yüreğine biraz su serpti. - Y. K. Karaosmanoğlukorku ve heyecan dolu bir durumda
Cümle 1: Sakın Hasip Paşanın faytonu olmasın diye yüreğimiz ağzımızda iken, Topaç Mollanın arabası çıkagelmesin mi? - S. M. Alus
Cümle 2: Sabahtan beri kamış kökünün içine sığınmış, yüreği ağzında, dokuz doğurarak şahinini bekleyişi.. - Y. Kemalkalbini açmak, derdini dökmek, içini dökmek, senli benli konuşmak ve davranmak
Cümle 1: Büyük şehirde ilk hitap eden olduğu için ona yüreğini açmak ihtiyacını duyuyordu. - Y. K. Karaosmanoğlu
Cümle 2: Sanki bana herkese yaptığından fazla yüreğini açardı. - R. H. Karayaşırı üzülmek, fazla üzüntüden içi yanmak
Cümle 1: Gülbahar'ın yüreğini ateş almış yanıyordu. - Y. Kemalderdini, üzüntüsünü anlatarak hafiflemek
çok üzmek
acıyla ve özlemle içi yanmak, acıyla kıvranmak
bk. yürek hop etmek (veya hoplamak), (veya oynamak)
heyecanlandırmak
içini kemirmek, tedirgin olmak
Cümle 1: Güzelliğine pek güvenen Zişan'ın yanında bu kadar zavallı kalışı yüreğini kemirip duruyor. - H. R. Gürpınarkendini korkuya kaptırmamak
üzüntüsünü azaltmak
(bir şeyi anlayıncaya kadar) anlatanı çok yormak
karnı çok acıkmak
(bir şey anlatmaya çalışarak) yorulmak
Cümle 1: Aman, dedi. Yüreğimi tüketeceğime her işi kendim yaparım, daha iyi... - Y. K. Karaosmanoğluyüreği sızlamak
çok üzülmek
çok korkmak
çok acıklı
Cümle 1: Yaptığı hatadan sonra ümitsiz bir insana benziyor, yürekler acısı fevkalâde bir vaziyet alıyordu. - H. Z. Uşaklığilyüzüne vurmak
Cümle 1: Fakat politikada kabahatleri yüze vurmak yoktu. - N. Cumalısıkılmak, üzülmek, dertlenmek
Cümle 1: Yüreğim boğazıma tıkanmış bir hâlde, bu basit, bu aşağılık konuşmaları dinliyorum. - Y. K. Karaosmanoğluçok üzülmek, çok acı duymak
Cümle 1: Babamın küçük yalısını ziyaret ettiğim zaman... yabancılıktandan yüreğim burkulmuştu. - R. H. Karay
Tarih: 2016-08-01 13:39:19 Kategori: Sözlük
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yürek Ne Demek: Sine..
Yorum Yapx